Adıbelli yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin eğitime ayrılan pay açısından, hem dünyanın hem de AB ortalamasının gerisinde kaldığını belirtti. Adıbelli, öğrenci sayısının artmasıyla birlikte okul, derslik, öğretmen açığının da büyüdüğünü ve hala öğretmensiz okul, okulsuz köyler bulunduğunu ifade etti.
Okullara ayrılan ödeneğin yetersiz olması nedeniyle eğitim harcamalarının çeşitli adlar altında velilerden alındığını anlatan Adıbelli, “Eğitimin yükü veliye yıkılmaktadır. Temizlik parası, yakıt parası, fotokopi parası ve benzeri adlar altında okul yönetimleri tarafından öğrencilerden para toplanmaktadır. Eğitime bütçe ayrılmaması sonucu, eğitim kurumları birer ticarethaneye, okul müdürleri tüccara, öğrenci ve velisi, müşteri durumuna düşürülmüştür” dedi.
Yüksek Öğretim Kurumu bütçesi için de durumun farklı olmadığını ifade eden Adıbelli, “85'i devlet, 30'u vakıf olmak üzere üniversite sayısı 115'e çıkarılmıştır ancak, üniversitelere yeterli kadro ayrılmamaktadır. 2007 yılında 17 üniversite açılmış olmasına rağmen 2008 yılında öngörülen kadro sayısı 2 bin kişidir. Tıp Fakültelerine bağlı hastaneler, hem kadro hem de mali açıdan büyük bir krizin eşiğindedir” diye kaydetti.
Hürriyet