Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, Orta Vadeli Program için hazırlanan IMF'li ve IMF'siz senaryolar arasında kriz vurgusu yönünden ''çok fark bulunmadığı'' görüşünü dile getirdi. Yılmaz, kısa vadede, krizin mali dengeler üzerindeki olumsuz etkisinin tüm dünyada normal karşılandığını, önemli noktanın orta ve uzun vadede dengelerin sağlıklı zemine oturtulması olduğunu belirterek, ''IMF ile yapacağımız görüşme bundan farkı unsurları içermiyor'' dedi. Yılmaz, Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) tarafından düzenlenen basın toplantısında, önce sorumluluğu altındaki kurumlar ve çalışmalar hakkında bilgi verdi. Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), Doğu Anadolu Projesi (DAP) gibi bölgesel projelere ağırlık verildiğini ifade eden Yılmaz, ''GAP'ı çevre ülkelerini de etkileyecek önemde bir proje olarak algılıyoruz. Bunun özellikle yöre halkına yansıyan boyutlarını güçlendirerek, önümüzdeki dönem yoğun bir şekilde uygulayacağız'' dedi. Geçen yıl ciddi bazı projelerle GAP Eylem Planına başlandığını, çalışmaların 2009'da hızlanacağını ve eylem planının 2012'ye kadar devam edeceğini anlatan Yılmaz, plan sona erdiğinde 1,8 milyon hektarlık sulanabilir arazinin 1 milyon 60 bin hektarının sulanır hale geleceğini belirtti. Yılmaz, projenin sulamadan ibaret olmadığının da altını çizdi ve sosyal boyutlarına vurgu yaptı. Bakan Yılmaz, Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) çalışmaları hakkında bilgi verirken de kurumun önemli çalışmalar yürüttüğünü ancak bölgesel veriler bazında bazı eksikliklerin bulunduğunu ifade etti ve yılsonu kadar illerin gelişmişlik seviyesiyle ilgili düzey 2 (26 bölge) bazında, gelecek yıl itibariyle de 81 il düzeyinde veri açıklanacağı söyledi. SORULAR Yılmaz, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Orta Vadeli Programla ilgili IMF'li ve IMF'siz senaryoda kriz vurgusunun nasıl değiştiği sorusuna ''Bana göre çok fark yok'' yanıtını verdi. Yılmaz, kısa vadede tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de krizin bütçe dengelerini olumsuz etkilediğini, büyüme, ihracat üzerinde etkilerin meydana geldiğini kaydederek, bunun ''normal karşılandığını'', önemli noktanın orta ve uzun vadede bunların nasıl aşılacağı olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti: ''Orta ve uzun vadede bunları bir şekilde aşmamız, yine mali dengeleri özellikle orta ve uzun vadede sağlıklı bir zemine oturtmamız gerekiyor. IMF ile yapacağımız görüşme bundan farkı unsurları içermiyor. Bizim yapacağımız da sonuçta kendi adımıza, ülkemiz, insanımız adına yapacağımız işler de benzer işler olacak; Bu, bütçe dengelerimizi orta ve uzun vadede daha sağlıklı bir yapıya oturtmak olacak.'' ''IMF'ye gerçekten ihtiyacımız var mı?'' sorusuna da Yılmaz, ''IMF'nin parasal yönünden ziyade bir akreditasyon kuruluşu olması önemli'' karşılığını verdi. Yılmaz, ülkeye, halka, ekonomiye yarar getirdiği çerçevede IMF ile ilişkileri geliştirerek, devam ettireceklerini belirtti. Bu anlamda görüşmelerin devam ettiğini dile getiren Yılmaz, ülkeye bugünkü şartlarda yarar getireceğine inandıkları takdirde hiç tereddüt etmeden IMF ile devam edeceklerini, ''bir takım sıkıntılar'' doğuracağına inanırlarsa da ''hükümetin farklı tercihlere'' yöneleceğini anlattı. ''DPT ESNEK BİR YAPIYA KAVUŞMALI'' DPT'de yeniden yapılandırmanın söz konusu olup olmadığına ilişkin soru üzerine Yılmaz, bugün dünyada kamu kurumlarının kapalı sistemler olmadığını, gelişmelere göre ''sürekli pozisyon alması gerektiğini'' söyledi. Yılmaz, ''Kanunda radikal değişiklikler yapmak anlamında değil ama işlevsel anlamda baktığınızda o anki ülkenin ihtiyacı, dünyanın gerektirdiği çalışmalar, AB'nin gerektirdiği işler, ekonomimizin ihtiyaç duyduğu hizmetler neyse ona göre esnek bir şekilde yeniden görevlerini tarif etme durumunda, özellikle DPT gibi kurumlar'' dedi. Devlet Bakanı Yılmaz, ellerindeki insan kaynağını o anki ihtiyaca göre hızlı, esnek, yeniden organize olabilir şekilde çalıştırmak gerektiğini belirterek, birçok uluslararası kurumun böyle çalıştığını, kendilerinin de bunu becermesi gerektiğini söyledi. Yılmaz, ''Katı görev tanımları çerçevesinde hareket eden bir kurum değil, ihtiyaçlara göre kendisini, kapasitesini ayarlayabilen bir kurum olmasını arzu ediyoruz'' dedi. ''DPT, BÖLGESEL KALKINMAYA YOĞUNLAŞMAK DURUMUNDA'' Bu çerçevede DPT'nin yoğunlaşmasını öngördükleri alan bulunup bulunmadığı sorusuna karşılık Yılmaz, ''DPT bir takım bölgesel gelişme hadisesine ciddi biçimde yoğunlaşmak durumunda. Bölgesel kalkınma ajansları kuruyoruz. Bunları kurumsallaştırmaya, gerçekten sağlıklı bir bölgesel politikanın zeminini oluşturmaya ihtiyaç var ve DPT'nin burada yapacağı çok iş var'' diye konuştu. Bilgi toplumunun da DPT'nin öncelikleri arasında yer alması gerektiğini ifade eden Yılmaz, DPT'nin ayrıca ekonomik krizin etkilerini en aza indirme ve krizden en hızlı çıkma noktasında politikalar geliştirmesi, yapısal reformlar önerileri hazırlaması gerektiğini vurguladı. Yılmaz bu süreçte DPT'nin tarım, enerji, ulaştırma gibi değişik alanlarda kurumlarla işbirliği içinde ''sektörel stratejiler'' geliştiren bir kurum olması gerektiğini de kaydetti. ''DPT BİR ADIM GERİDE KALIP, UZUN VADEYE BAKABİLMELİ'' Yılmaz bir soru üzerine, Hazine Müsteşarlığı, Maliye gibi birçok kurumun güncel işlerle zaten uğraştığını, DPT'nin ''bir adım geriye çekilip biraz daha uzun vadeye bakabilmesi gerektiğini, buna çok ihtiyaç olduğunu'' söyledi. Yılmaz, DPT'nin özellikle böyle bir süreçte ülkenin orta ve uzun vadeli gelişme trendlerine odaklanmasının önemini vurguladı. DPT'nin AB Genel Sekreterliğine bağlanacağı yorumlarına ilişkin soruya karşılık da Yılmaz, Türkiye'de birçok sorunun altında ''kurumlararası çatışmaların'' yer aldığını ifade etti. AB Genel Sekreterliğinin özellikle müktesebatla ilgili önemli rolü, sorumluluğu bulunduğunu belirten Yılmaz, kurumsal çatışmalardan uzak AB sürecini götürmesi ve ilgili kurumların da destek olması gerektiğini söyledi. AB'ye uyum sürecinde müktesebatın dışında ekonomik ve sosyal uyumun belirleyici olduğunu dile getiren Yılmaz, bu noktada uyumu sağlayacak temel kurumu da DPT olarak gördüğünü söyledi. Kalkınma Ajansları genel sekreterliklerine ne zaman atama yapılacağı ile ilgili soru üzerine de Yılmaz, Bakanlık görevine geldiğinde 3 kalkınma ajansı genel sekreterliğine atama yapılmış olduğunu, kendisinin de Konya-Karaman ve Mardin bölgelerine 2 atama gerçekleştirdiğini söyledi. Yılmaz, bunun sadece DPT inisiyatifinde olmadığını, kalkınma yönetim kurullarının uzlaştıkları isimleri kuruma bildirmesi gerektiğini kaydederek, teklifleri iletmelerini beklediklerini kaydetti.
kenthaber